26 Haziran 2010 Cumartesi

lombolikodelmondo 2

Kalkıp bildiği tek dans figürü olan ellerini iki yana yukarı doğru açıp sonra onları yavaşça öne doğru indirirken kalçasını sallayıp, elleri ortada öne doğru birleşince onları keskin bir hareketle üst üste yerleştirip önce sol sonra sağ omzuna vurabilirdi. Hatta arkadaşlarının yanında sadece iki yana sallansa dünyanın en cool dans eden erkeği gibi de görünebilirdi. Ama kalkmadı.
Kız arada ona doğru bakmaya devam ediyordu. Hafifçe gülümseyip utanarak kafasını çeviriyordu. Kızın bu hareketleri cesaret yerine inanılmaz bir utanç ve heyecan getirmişti. Canı bir şeye çok sıkkın gibi kafasını öne eğdi ve dünyaya kendini kapattığını göstermek istedi.
İstiyordu ki pistte dans eden herkes bir anda dursun, müzik sussun, barmen dahil herkes yanına gelip ne oldu sana desinler. Ve o da mağrur bir halde, " bir şey yok siz eğlenmenize devam edin desin." Evet bunu istiyordu. Ama tabii ki pisttekiler daha çok terlemeye devam etti, müzik daha da hızlandı ve barmen bardakları doldurmaya ve ağzını yayarak sakızını çiğnemeye devam etti.
Dışarı çıktı. Ama çıkarken çok yavaş hareket etti ki onu görmelerini istedi. Hatta çıkana kadar iki defa durdu bir şey unutmuş gibi geriye baktı sonra tekrardan kapıya yöneldi. Ellerini saçına ya da yüzüne götürerek gerginliğini belli etmeyi de ihmal etmedi.
Yazlık diskonun karşı kaldırımında oturdu. Çıkarken büyük bir tavır sergilediğini sanıyordu ama şimdi mallığının farkına vardı. Yazlıklarının yan evinde oturan komşuları ailecek dondurma yiyerek önünden geçiyorlardı. Kara kuru ufak çocukları arkadan geliyordu ve cebindeki çekirdeklerin kabartısı hemen belli oluyordu. Çocuğu yanına çağırdı çekirdek istedi. Küçük çocuk elini cebine sokup baş parmağı malum iki parmağın arasında çıkartarak sırıttı ve annesine doğru koşmaya başladı.
İçeri tekrar girmek istiyordu ama mağrur duruşundan vazgeçemedi. Ayrıca tekrar giriş için kapıdaki esmer adam ondan para isteyebilirdi. Hatta asıl sebep buydu ama mağrur duruş falan diye kendini kandırmak daha güzeldi.
Bir avuç çekirdek için bile yeterince karizma sahibi değildi şu hayatta. En iyisinin eve doğru yürümek olduğuna karar verdi. Ayaklarını sürte sürte eve doğru yürüdü.
Bir hafta sonra ayrılacakları bu yazlık yerden sonra okul açılacak ve bronz olan teniyle denize gidemeyecek durumda olan diğer herkese bariz bir üstünlük sağlayacaktı. Belki de şansını o zaman denemeliydi. Sınıfta beğendiği bir kız vardı, yakınlık gösterdiği başka bir kız vardı, yakınlık göstermesi daha mantıklı olup elinden kaçırmamak için az bir yakınlık gösterdiği başka bir kız daha vardı, bir de ona ilgi gösteren bir kız vardı ama gerçekten konuya bile dahil etmeye değmezdi.
Bunlar aklına gelince inceden bir John Travolta havası yakaladığını düşündü okul hayatında. Aslında John Travolta'dan çok bir Küçük Onur karizmasına sahipti. Yaz başlamadan bir süre aldığı ve devam etmek istediği karate derslerinin de bunda etkisi büyüktü.
En iyisi Galatasaray şortunu giyip yatmak ve yarın denizin güzel vaktini kaçırmamak olduğunu düşünerek eve girdi.

-----

Karşısında dans etmesine ve ona sürekli dönüp gülümseyerek aptal gibi gözükmesine rağmen sürekli suratını çeken bu çocuk ona tüm hareketleriyle yazın başından beri aşırı çekici geliyordu. Bu umursamazlığı ve diğer aptal gençler gibi olmayan sürekli düşünceli tavırları ondaki gizemi katlıyordu. Bir derdi, bir sorunu olmalıydı ve orta okula giden bir kız olarak bunu öğrenip ona yardım etmeyi istemeli ama elinden bir şey gelmediği için sadece üzülmeli ve boynunu büküp onun yanında oturmalıydı. Ancak daha çok istediği bir şey varsa o da bu gizemli çocuğun sevgilisi olmaktı.
Arkadaşlarıyla çeşitli imalarda bulunmuş kendisi de utangaç gülümselerini ona bakış fırlatırken yüzünden eksik etmemişti ama daha fazla ne yapabilirdi ki bir kız olarak? Gidip ondan hoşlandığını söyleyecek kadar aptal değildi çünkü o bir Türk kızıydı.

-----

İçeride yaklaşık 50-60 kişi kadar olmalıydı ve içerisine alkol katarak hazırladığı içecek sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. İlk defa barmenlik yapmaya başladığı bu yazı çok daha farklı hayal etmişti oysa ki. Capri-sun havasında saçma sapan tropikal kokteyller yerine alevli shotlar ve ona "usual please" diye yaklaşan süt gibi ingiliz turistleri hayal etmişti. Yine de bunu bir sıçrama tahtası olarak görüp bütün kıvrak hareketleriyle barmenliğin inceliklerini herkes için sergilemeyi eksik etmiyordu. Seneye kesin bodruma gidecekti.

-----

Burayı açtığında ilk olarak aile gazinosu olarak düşünmüş ama bir anda kendini dans figürlerinin coşkusuna kaptırmış genç nesil yüzünden bir anda diskoya çevirmek zorunda kalmıştı. Yapmak istediği iş mekan işletmekti ama şu anda yaptığı kadar havada kalan bir işletmecilik olamazdı. Bu nesil sadece dans etmek ve terlemek isterken o onların içeceği fiyatta bir tropikal kokteyl hazırlamak için uğraşmış olan bir iş adamıydı. Bunları düşünmeyi bırakıp bir sigara yaktı ve içini çekerek barmenin kıvrak hareketlerini izledi. Bu genç de olmasa yazın hiç tadı çıkmayacaktı.

-----

Annesinden aldığı çekirdeği ufak avcuna sıkı sıkı doldurmuş ve zorla yemeye çalışıyordu. askılı ve üzerinden holdiay sun yazan tişörtünün önü anlaşılmaz bir biçimde ıslanmıştı. Bu ıslaklık yenilen mısırdan akan sular, üzerine içilen suyun üzerine akması ve bolca tükürükle açıklanabilirdi. Oldukça iddialı olan kısa şortunun cebine bir kısmını koyduğu çekirdek dengesini biraz bozsa da ritmini bozmadan yürümeye devam ederken bir anda tanıdık bir ses ona seslendi.

-----

böyle gider....

1 yorum:

  1. olum çok ii ya okuyup guluyorum amk.
    ''Oldukça iddialı olan kısa şortunun'' direk muyat geldi lan aklıma DHOPdmhopDMHopsdmhOPSMH

    YanıtlaSil